19 Ağustos 2013 Pazartesi

26.gün: Komarno-Bratislava (149km.)


Mesafe: 149km.
Süre: 7sa.35dk.
Konaklama: Uninova Hostel
Tarih: 01.08.2012


Günler hızlı geçiyordu, güneş yanıkları iyice belli olmaya başlamıştı. Doğuştan Beşiktaşlı gibi olduk, özellikle de Ege. Hafiften zebrayı andırıyordu bacaktaki renk farklılığı. Györ yolunda toprak, çamur, asfalt her türlü yoldan geçiyoruz. 



Györ’den yaklaşık 15km.sonra Macar-Slovak sınırına geliyoruz. Tuna yine iki ülke arasındaki sınırı belirlemiş. Tabi artık pasaport kontrolü yok, direk köprüyü geçip Slovakya’ya adım atıyoruz. EuroVelo yolu olmaya aday bir yoldan Bratislava’ya doğru ilerliyoruz. Macaristan’dan sonra burada da Alman etkisi söz konusu. İnsanlar genellikle Almanca biliyor  İngilizce’den ziyade. 

Slovakya’dan itibaren İngiltere’ye kadar euroyu kullanacağız. Zaten hesap yapmaktan sıkılmıştık.Bir de ben para bozdurmayı sevmiyorum arkadaş, kazıklanmış gibi hissediyorum kendimi, o yüzden direk ATM’den çekiyorum parayı. Yeri gelmişken, Avrupa’da birçok şehirde kolaylıkla ulaşabileceğiniz bir banka olan UniCredit ile ortaklığı bulunan Yapı Kredi’yi kullanıyorum. Komisyon almayan bu ortaklık bankalarına http://www.yapikredi.com.tr/tr-TR/en_yakin_ykb/dunyada_atm.aspx buradan göz atabilirsiniz.


Günün tamamını rüzgarsız geçiriyoruz, tur geneli ortalamamız 20km/s. bugün de koruyoruz. Bratislava şehir tabelası, bizim köy tabelalarından halliceydi. Çeşitli maymunluklar yapıp fotoğraf çekiyor ve Slovak başkentine giriyoruz. 


Şehir meydanına vardığımızda bir bara oturup yorgunluk birası içiyoruz, içerde Scorpions-wind of change çalıyor. Herhalde bundan daha güzel bir hediye olamazdı. En sevdiğim Scorpions şarkısıdır. Tur şarkım başka ama Pink Floyd-Coming back to life.

Çadırda konakladığımız günlerde, güne erken başlayıp uzun yol alabiliyoruz. Bugün de bunlardan biriydi.  Şehir dışında kalan hostele giderken, tur rekorumuzu geliştirip, toplamda 149km. yapmıştık o gün.

25.gün: Budapeşte-Komarno (97km.)


Mesafe: 97km.
Süre: 5sa.11dk.
Konaklama: Çadır
Tarih: 31.07.2012

İki günlük fiziksel ve ruhsal dinlenmenin ardından gün yola koyulma günüydü. Sabah hostelde bir sürpriz karşılaştık, mutfağı kilitlemişlerdi 8-12 arası, bugün check out yapacaklar kullanmasın diye. GPS’i hala kullanılamıyor, şehirden çıkmakta güçlük çekiyorduk ve ısrarla el haritası almıyorduk. Neyse ki Estergon’a yaklaşırken harita bütün yolları göstermeye başladı. Böyle olunca Estergon’a gitmekten vazgeçip, kısa bir tepe çıkarak kestirme yaptık. Tekrar bisiklet yolunu tuttuğumuzda, toprak yolla karşılaştık. Yol, yağmurun etkisiyle iyice ağırlamış, çamur olmuştu. Olsun doğayı sevmeliydik hatta hoşumuza bile gitti çamurlanmak.
Amele yanığı bisikletçinin şanındandır:)
Hedefte Györ vardı ama Komarno’ya geldiğimizde Ege’nin bacak kaslarında çekme oldu, bu yüzden daha fazla zorlamayıp gördüğümüz yeşil bir alana çadır attık. Zaten Györ’de kalacak yer de bulamamıştık.

22.gün: Dunapataj-Budapeşte (128km.)


Mesafe: 128km.
Süre: 6sa.10dk.

Konaklama: Mathias Hostel

Tarih: 28.07.2012

Gün, Tuna üzerine kurulu, rengarenk köprüleriyle Budapeşte günüydü. Dunapataj’da yemek için bir şeyler bulamadık, girdiğimiz kafede servis 11’de başlıyordu. Aç acına yola koyulduk.  5km.sonra bisiklet yolu bizi güzel bir restorana götürdü. Macarlarda Alman etkileri hakim, dolayısıyla pek İngilizce bilmiyorlar. Anca vücut diliyle sipariş verebildik ve ekmek istemek bu kadar zor olmamalıydı. Yemekte şöyle büyük kepçe Gulaş çorbası içiyorum, akabinde omlet ve üzerine kahve. Güzel bir öğündü. Bu arada Gulaş çorbasının ismi, Osmanlı zamanında Kapıkulu askerlerinin yemeği olan “kul aşından ” geliyormuş. Yolda free wifi buluyoruz ve hostel rezervasyonu yapıyoruz. CS’den atılan onca mesaj boşuna gitmişti.

Yeşilköprü
İkinci su vakası: Hostel rezervasyonu yaparken, kadının biri arabasıyla yol kenarındaki tulumbaya yanaşıp, su dolduruyordu.
Ben: Aa Ege, bak kadın su doldurdu, şu şişeleri ver de, ben de doldurayım.
Ege: Olum dur, belki su içilmiyordur.
Ben: Kadın karbüratöre su almadı ya, içiliyordur herhalde.
Ege: Bence doldurma.

Ege’yi dinlemeyip suyu içtim. Sonuç: suyun tadı rezildi ve kokuyordu. Kadın harbiden karbüratöre su almıştıJ

Ortaköy gelmedi mi aklınıza:)
Bir kavuncu kadına rastlıyoruz, güzel müzik çalıyor arkada. Müziğe aldanıp kavun alıyoruz. Kelekti demeyeceğim, eti bildiğin patates gibiydiL

Budapeşte tabelasını gördüğümüzde gün aydınlıktı. Şehir girişinde yol yapım çalışması vardı. Bu yüzden tehlikeli ana yollardan geçip, havanın kararmasına yakın Yeşilköprü’ye varıyoruz. Tuna ayaklarımızın altında, hoş geldiniz ben de sizi bekliyordum der gibi. Hostel Buda tarafındaydı, köprüden karşıya geçtik. Son bir yokuşun ardında hostele vardık. Adam bir türlü bizim rezervasyonu göremiyordu. Durum sonradan anlaşılıdı; yanlışlıkla önümüzdeki ay için yapmışız. Neyse ki; hostelde boş oda vardı. Hatta daha ucuza tuttuk odayı. 3 gece için yaklaşık 60TL. Burada 2 gün mola veriyoruz, Ege ile ayrı takıldık gündüzleri, sıkılmıştık her günü beraber geçirmekten.

21.gün: Sombor-Dunapataj (124km.)

Mesafe: 124km.
Süre: 6sa.13dk.
Konaklama: Çadır
Tarih: 27.07.2012

Sırbistan’ın son gününde aşırı sıcaktan kurtulmuştuk. Sıcaklık mevsim normallerine dönmüştü. Günün 25.km’lerinde Sırp-Macar sınırına geldik. Sırbistan’da çok güzel anılar biriktirdikten sonra Macaristan’a, başka bir deyişle çıkmamak üzere AB topraklarına girdik.



Bugün için kalacak yerimiz yoktu, gidebildiğimiz yere kadar gidecek ve çadır atacaktık. Macar yolları fena değil, idare eder. Eski araba yolunu bisiklet yolu yapmışlar, oradan sürdük uzun bir süre. Yolun düz ve rüzgarın olmadığı bu günde, saatteki hızımız 20km/s.in altına düşmüyordu.


Evet ilk su sorunu yaşayan ben oldum. Marketten su aldığımı zannedip, kafama diktim. Klasik bir olay, su yerine soda almışımJ Daha sonra öğrendik tabi “onhe” yazanlardan almamız gerektiğini. Rüzgar akşama doğru ben de varım dedi. Hava kararmadan çadır kuralım dedik, o ara Dunapataj’a varmıştık.  Tarlanın birine çadırı attık. Gece üzerimize doğru at gelince öğrendik ki; burası at koşturulan bir parkurun olduğu tarlaymış. Zaten o bölgenin neden bu kadar düz ve hafif yüksekte olduğuna şaşırmıştık:) Tuna hemen ötede akıyordu. Dolayısıyla bir sürü sivrisinek vardı. Siz siz olun yazın sinek kovucu olmadan tura çıkmayın.

8 Ağustos 2013 Perşembe

20.gün: Novi Sad-Sombor (97km.)

Mesafe: 97km.
Süre: 4sa.12dk.
Konaklama: Hotel Internacional
Tarih: 26.07.2012

Boris bize karşı çok cömertti
Boris bize karşı çok cömertti. Dün gece yemek ısmarladıktan sonra kendi yatağını da bize verip, koltukta geçirmişti geceyi. Sabah ise kahve yapıp kahvaltı hazırlamıştı, yola çıkmadan hemen önce de son şakasını yapıp, bize yolluk sandviç aldı.

Yağmur mu o :)
Novi Sad’ın çıkışında yağmura yakalandık. Hem kendimizi hem de heybelerimizi korumak için yağmurlukları çıkarttık. Turun ilk yağmurlu sürüşüydü bu ama hevesimiz kursağımızda kaldı, sadece 5km. sonra yağmur dindi. Rüzgâr da yoktu, turun en rahat ve hızlı günlerinden biriydi. Macaristan’dan önceki son durağımız olan Sombor’a güneş batmadan hemen önce vardık. Artık alıştığımız, geniş şehir meydanına getirdi yol bizi.

Bulgaristan’ın aksine Sırbistan’da konaklama için sadece burada para ödedik. Sırp insanı misafirperverliğini sonuna kadar göstermişti bize. Zaten bazı ortak kelimelerimiz de var. Yastık, yorgan, çorap, çorba gibi. Zira Balkanlardaysanız ve  karşınızdakinin İngilizcesi zayıfsa zorlamayın,  Türkçe söyleyin daha çok işinize yarar.