26 Eylül 2013 Perşembe

32.gün: Bogen-Nürnberg (190km.)

Mesafe: 190km.
Süre: 10sa.17dk.
Konaklama: Anna’nın evi (CS)
Tarih: 07.08.2012


En fazla mesafe kat edilen gün, otobanda polise yakalanma, ıssız korulukta kaybolma, gece lastiğin patlaması… Hoş geldiniz turun en uzun ve maceralı gününe.

Uyandığımızda ıslak değildik, çadırı su basmamıştı. Dün varmamız gereken Regensburg’a 70km. sonunda, düz, geniş bisiklet yollarından sürerek ulaştık. Regensburg’ta ihtişamına, asaletine hayran kaldığımız; bize ev sahipliği ve rehberlik eden Tuna’ya veda ediyoruz. Son kez burada görüyoruz Tuna’yı. O doğum yeri olan Kara Orman’a; biz kuzeye Nürnberg’e kırıyoruz dümeni. 

Tuna’ya veda etmek bize hiç yaramadı. Önce zor yollar çıktı karşımıza daha sonra beklenmedik aksilikler. Regensburg’un çıkışında dik bir yokuş karşıladı bizi, tepeye vardığımızda rüzgar aldı onun yerini. Şartlar lehimize değildi ve karşımıza sürekli bisiklet sürmenin yasak olduğu otobanlar çıkıyordu. Bu da yolu uzatmamız anlamına geliyordu. Rüzgarın azalmasıyla birlikte hızlanmaya başladık ve varışa sadece 15km. kala henüz güneş batmamıştı. Bu son düzlükte karşımıza yine otoban çıktı. Bu kez yolu uzatmak istemeyip otobana daldık hem de ne otoban! Almanya’nın araç trafiği en yoğun otobanı, Münih-Berlin otobanına. Bu yoldan sadece 2km. ilerlersek, 20km. kısaltmış olacaktık yolu. Otobana adım atar atmaz korna sesleri ve bağırmalarla karşılaştık. 5 dakika sonra da polis çıkageldi. Aha dedim şimdi sıçtık Ömer, yedik cezayı. Adamlara kaybolduğumuzu ve otobana girdiğimizi fark etmediğimizi söyledik. Pasaportlarımızı gösterdik. Bize eskortluk edip, otobanı güvenli bir şekilde terk etmemizi sağladılar. Gelelim cezaya: kişi başı 40Euro. Bu seferlik affettiler, cezadan kurtulduk. Üstüne yolu tarif ettiler, biz de salağa yatıp dinledik. Halbuki nereye gittiğimizi biliyorduk.


Nürnberg’e giden kanal yolunu tuttuğumuzda hava kararmıştı. Günlük rekorumuzu da kırmıştık, dolayısıyla yorulmuştuk. Kanal bir koruluğun içinden geçiyordu, kaybolmak içten bile değildi. Nitekim korktuğumuz başımıza geldi, kaybolduk ve o an hiç istemediğimiz bir şey daha oldu. Lastiğim patlamıştı. Zifiri karanlıkta değişimi yapmak baya vakit kaybettirdi bize. Lastiği değiştirirken, bir adam geldi yanımıza. Bizi bekledi ve koruluktan çıkmamız için rehber oldu.

Tam şehre girecektik ki; yine otoban çıktı karşımıza. Bu kez sadece kesmemiz gerekiyordu yolu. Öyle de yaptık. Otobanı geçer geçmez, arkadan siren sesi duyduk. İşte bu sefer yedik cezayı dedim Ege’ye. Allah vere de aynı polisler olmasa. Polis arabası yaklaşırken mecbur çektik sağa ve akıbetimizi beklemeye başladık. Ve adamlar yanımızdan geçip gittiler, bizim için gelmiyorlarmışJ Bu sevinçle daha iştahlı sürdük ve gece yarımda Anna’nın evindeydik. Sabah 6’da kalkacak olmasına rağmen bizi beklemişti, ödüllendirmek istemişti belki de bizi. Ne gündü ama! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder