21 Temmuz 2013 Pazar

2.gün: Avcılar-Çorlu (85km.)

Mesafe: 85km.
Süre: 3sa. 55dk.
Konaklama: Üniversiteden arkadaşım Sezer’in bağ evi
Tarih: 08.07.2012


Sabah erkenden kalktık. Yakındaki bir marketten ekmek arası kaşar ve domates yaptırdık. Henüz kumanya taşımaya gerek yoktu çünkü; Türkiye’de en son açlıktan ölürsün herhalde. Evine tır çarpabilir, kaldırımda yürürken ezilebilirsin ya da bir banka kuyruğunda beklerken, bir kavgayı ayırmak isterken, “bir ağaç” ın kesilmesini protesto ederken ölebilirsin… ama açlıktan kesinlikle ölmezsin! Neyse D100 ya da bilinen adıyla E-5 kara yolunu takip ederek yola devam ettik. Avcıların çıkışındaki rampa baya yordu bizi. Hava çok sıcak, çok su tüketmeliyiz. Günde ortalama kişi başı 8-9 lt. su içiyorduk. Emniyet şeridinden ilerlemek çok sıkıcı, gürültülü ve keyifsiz. Türkiye’yi çıkana kadar böyle napalım.
Ferdimen ile Gündöndüler önünde:)
Yolda Ferdi isimli bisiklet sever bir dostla karşılaştık, o da Çorlu’ya gidiyormuş. Silivri’de Salih öğretmenle tanıştık kırtasiyede. Oradan Türk bayrakları aldık, asmaya yer bulamadığımız için şimdilik çantada, en yakın zamanda bayrağımızı dalgalandıracağız. Yolla ilgili bir sıkıntımız yoktu zaten dümdüz yol, bazen bayırlı. İstanbul’dan uzaklaştıkça trafik ve gürültü kısmen azaldı ve ayçiçeği tarlaları görmeye başladık. Ve işte ilk şehri geçtik, Tekirdağ sınırları içindeydik artık. Akşam güneşin batmasına yakın,
Kral sofra, yaşa kakosi:)
Çorlu’ya 8 km mesafedeki Şahbaz sapağında Sezerle buluştuk. Yanında arkadaşları Google Ömer ve Emir vardı. Daha sonra aramıza Sezer'in babası Orhan abi ve eniştesi de katıldı. Mangal yaktık, sohbet muhabbet, hatta Sezer manyak mısınız olum, dönün geri, hiç aklınız yok mu filan dedi, şakayla karışık. Döner miyiz hiç! Ha bide Orhan abi gecenin ilerleyen saatlerin makarna yaptı bize afiyetle yedik ve son rakılarımızı yudumlayıp yine hayallerle uykuya daldık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder