24 Temmuz 2013 Çarşamba

15.gün: Donji Milanovic-Ram (96km.)

Mesafe: 96km.
Süre: 5sa.26dk.
Konaklama: Çadır
Tarih: 21.07.2012

Tuna’da yüzmek için sabah erkenden kalktım, zaten çadırda da durulacak gibi değildi. Tuna’nın koynuna giriverdim usulca, ona yaraşır bir şekilde. Jonas’ın yaptığı kahve iyice ayıltmıştı beni. 

Tam yola çıkacakken arka tekerleğin inik olduğunu fark ettim. Baktım sibop delinmiş, iç lastiği değiştirdim hemen. Yola koyulduk bu seferde ön lastik inmişti. Onu da değiştirdim. Ama yavaş yavaş inmeye devam ediyordu lastik. Nedenini Belgard’da ki tamirci söyleyecekti. Rüzgarlı, yokuşlu, tünelli yollardan geçerek ilerledik uzun bir süre. Artık bizim gibi bisikletçileri daha fazla görür olmuştuk. Hatta yaşlı bir İngiliz’e rastladık yolda. Gençliğinde geçmiş buralardan bisikletiyle, şimdi ise nostalji yapıyormuş, hem de tek başına bu 65'lik kadın. Yaşlı dediğime bakmayın ruhu genç, istekleri genç, hayalleri taze bir kadın bu İngiliz.

Öğlene doğru bir restoran sahibi sesleniyor yanından geçerken, yorulmuşsunuzdur, mola zamanı diye. Dayanamayıp duruyoruz ve birer tavuk çorbası içiyoruz.



Bugünü de pas geçmeyip yolu şaşırıyoruz. Smederovo tarafına değil de Ram tarafına gidiyoruz yanlışlıkla ve yol bitiyor, karşımızda Tuna! Karşıya geçmemiz gerekiyor ama son feribot gitmiş. Hava da kararmak üzere, yine çadır atıyoruz Tuna kenarına. Ülkeleri ayırmasına alıştığımız Tuna bu kez bir iç deniz gibi çıkıyor karşımıza,  nehrin karşı tarafı da Sırbistan toprağı. Yer yer çapı 700-800m.yi buluyor. Hemen yan taraftaki restoranda ben tavuk Ege ise; balık yiyor. Döndüğümüzde bir bakıyoruz ki, çadır yıkılmak üzere rüzgardan. Çadırı büyük taşlarla sağlamlaştırıp, bir günü daha sonlandırıyoruz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder